ABD'deki yeni Halkbank davası neden dört ay bekledi

  

Geçen cuma günü dört aydır gizli tutulduktan sonra açıklanan, İran terörünün mağduru olduğunu öne süren 252 kişinin, New York Güney Bölge Mahkemesi’nde Halkbank aleyhine açtığı tazminat davası sürüyor.

Halkbank’ın avukatları aracılığıyla önümüzdeki günlerde davaya itiraz etmesi bekleniyor. New York’ta 10 Eylül’de yapılacak ilk ön duruşmada şikayetçilerin jürili mahkeme talebi değerlendirilecek.

Amerika’nın Sesi’nden Can Kamiloğlu’nun haberine göre; New York Barosu avukatı Cahit Akbulut, yeni Halkbank davasında müştekilerin, Rıza Sarraf ve Hakan Atilla’nın yargılandıkları davalarda suçlu bulunmasından cesaret aldıklarını söyledi. Akbulut, dört ay gizlilik kararı olan davayla ilgili görüşlerini anlattı.

“TAM AYRINTILARINI NE DÜŞÜNDÜKLERİNİ BİLEMEYİZ”

Avukat Akbulut, “Halkbank aleyhine açılan yeni tazminat davasının dilekçesi 26 Mart 2020 tarihinde imzalanmış ve mahkemeye sunulmuş. Mahkemenin bu dava dilekçesini açıkladığı tarih ise 24 Temmuz. Bu dosyayla ilgili dört ay gizlilik alınıp geçtiğimiz cuma gününe kadar sürdürülmüş. Bu davayı dört ay saklamalarının nedeni hem eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın temyiz davasının sonucunu beklemek, ayrıca Halkbank aleyhine açılan diğer dava dosyasındaki gelişmeleri bekleme niyeti olabilir. Bu iki davadaki kararlara etki etmesin diye gizli tutulmuş olabilir. Bunlar hep teknik şeyler, tam ayrıntılarını, ne düşündüklerini bilemeyiz” dedi.

HALKBANK’A YÖNELİK DÖRT AYRI SUÇLAMA VAR

Avukat Akbulut, dört ayrı suçlamayla yargılanacağını belirterek, “Dava dilekçesine baktığınızda 252 kişi, İran’ın sorumlu tutulduğu dört ayrı saldırı olaylarında zarar görenlerin aileleri tarafından açılmış. İki milyar dolarlık bir tazminden bahsediliyor. Amerikan mahkemelerinde, bu saldırılarda zarar gören kişilere İran’ın maddi tazminat ödemesi kararı alınmış ancak İran bu kişilere şimdiye kadar hiçbir ödeme yapmamış. Müştekiler, ABD’nin yasaklarına rağmen Halkbank’ın İran ile yaptığı işlemlerden bir menfaat sağladığını belirterek bu elde edilen gelirin kendi zararlarını tazmin edebileceğini iddia ediyorlar. Halkbank, dört ayrı maddeyle suçlanıyor, hemen hemen birbirine benzer suçlamalar. İran’ın petrol gelirlerinin Halkbank’a aktırıldığı iddia ediliyor. Halkbank’ın İran adına aracı banka olarak hareket ettiği ve bu işlemlerden haksız kazanç elde ettiği iddia ediliyor” ifadelerini kullandı.

SARRAF VE ATİLLA DAVALARINDAN YOLA ÇIKILMIŞ

Müştekilerin, iki ayrı davada Sarraf ve Atilla’nın suçlu bulunmasından cesaret alıp bu yeni davayı açtığını kaydeden Akbulut, “Müştekiler, şikayetlerini New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde hakkındaki tüm suçlamaları kabul eden Rıza Sarraf ve 32 ay hapis cezası alan Hakan Atilla davalarına dayandırıyor. Bu davalarda alınan tarafların, İran’a yönelik Amerikan ambargosunu delmekten suçlu bulunduklarına gönderme yapıyor. Bu değişik bir dava, sıradan bir dava değil ne tür bir karar çıkar şimdiden öngörmek pek mümkün değil. Ayrıca müştekiler, şikayetlerinde Türkiye Cumhuriyeti’ne de göndermede bulunuyor. Halkbank’ın yüzde 51’inin devlete ait Varlık Fonu’na ait olduğu belirtiliyor. Direk olmasa da dolaylı bir yoldan Türkiye Cumhuriyeti’ne de bir suçlamada bulunuyorlar. Bir hayli uzun sürecek bir dava olacak arada tebligat süreçleri işleyecek” dedi.